Yanlış Hatırlamıyorsam Prof. Dr. Mehmet Hasgüler’di. Kıbrıs’ta bir program yapsalar katılıp katılmayacağımı sordu. O sıralar henüz Yeni Şafak’taydım.
“Katılırım da…” dedim, “Siz hep Temmuz’da çağırıyorsunuz. Güneşin altında kavruluyoruz. Havaların mutedil olduğu bir mevsimde yapın lütfen.”
Sonra, havaların mutedil olduğu mevsimi ben buldum.
“Fatin Rüştü Zorlu’yu anabilirsiniz” dedim. “İdam tarihi 16 Eylül. Kıbrıs için çok önemlidir. Türkiye’yi Kıbrıs’ta hak sahibi yapan dışişleri bakanı Zorlu’dur.”
27 Mayıs İhtilali’nin Türkiye’yi Kıbrıs’ta hak sahibi yapan dışişleri bakanını idamla ödüllendirmesi ayrıca manidardır!
Birkaç ay sonra Hasgüler’den haber geldi. Lefke Üniversitesi’nin bir kompleksine Fatin Rüştü Zorlu’nun adını vereceklermiş. Bu vesileyle bir program düzenleyeceklermiş.
Tabii ki katıldım. Böyle bir şeye vesile olmaktan da memnun oldum.
Zorlu’nun başardığı çok önemliydi. Bu sayede Türkiye Kıbrıs’ta garantör oldu. Bu sayede 20 Temmuz 1974’te Barış Harekâtı gerçekleştirilebildi.
Türkiye garantör olmasa ve Barış Harekâtı yapılmasa bugünkü gibi sükunetli olur muydu Kıbrıs?
İyi ihtimal: Türkler ve Rumlar 50 yıl boyunca çekişir, birkaç tane daha Kanlı Noel olurdu.
Kötü ihtimal: Adadaki Türkler sindirilir, Kıbrıs bir Rum veya Yunan adası haline gelirdi.
Belki de Batı Şeria’ya benzetilirdi.
Türkiye birkaç defa Kıbrıs’a çıkarma yapmayı düşündü. Biri 1964’te Kanlı Noel sonrasında İsmet İnönü Hükümetinin kararıyla, biri 1967’de Kıbrıs Türklerine yapılan saldırıların yoğunlaşması üzerine Demirel Hükümetinin kararıyla. İkisinde de askerler hazırlandı, gemilere bindirildi, sonra “Geri dönün” emriyle İskenderun’a dönüldü.
Bu yüzden, dönemin Başbakan Yardımcısı Erbakan’ın “Hazır mısınız” sorusu üzerine kuvvet komutanları “Bize kesin emir verilmesi lazım. Bize iki defa gemileri yükleyin dendi. Arkasından Johnson’ın mektubu üzerine geri dönün dendi. Demirel zamanında da ‘gemileri yükleyin’ dendi yine kendi topraklarımıza döndürüldük. Yine geri çevirirseniz artık bu askeri hiçbir zaman hakiki harekatın yapılacağına inandıramayız” diye cevap verdiler. (Necmettin Erbakan ve Kıbrıs Barış Harekâtı, Dr. Fadime Tosik Dinç, ESAM yayını.)
Harekatın sonunda ne olacaktı?
Tek devletli, federasyonlu bir çözüm.
1976’da adanın kurtarılmış olan tarafında kurduğumuz devletin adı bile “Kıbrıs Türk Federe Devleti”ydi.
Neredeyse bütün siyesi partiler federasyonlu çözümden yanaydı.
Necmettin Erbakan ve Milli Selamet Partisi hariç.
Erbakan’ın adı anılınca şu parantez açılabilir.
Kıbrıs Barış Harekâtı kararı Erbakan’ın eseri miydi?
Erbakan Ecevit’ten daha kararlı ve daha istekliydi. Ama kararı müştereken verdiler.
Merhum Erbakan’ın şurada rolü var:
Harekatın ikinci günü 21 Temmuz sabahında bakanlar kurulu toplanıyor. Başbakan Ecevit Erbakan’a “Sayın Erbakan, her mühim işte senin dediğin oldu, bu kez de benim dediğim olsun. Ne olur Kıbrıs’ta hemen ateşkes kararı alalım. Ben Sancar Paşa ile de konuştum. Talebimi kabul et” diye ricada bulunuyor.
Erbakan: “Ateşkes demek de ne demek. Bu hükümet ortak hükümettir. Anayasa’da iki adet başbakanlık makamı olmadığı için siz başbakansınız. Benden ve bizim arkadaşlarımızdan izin almadan ateşi keseceğiz diyemezsiniz.”
Ecevit: “Sayın Erbakan. BM Güvenlik Konseyi ateşkes kararı aldı. Biz üye sıfatıyla bu karara uymak zorundayız.”
Durum askerlere soruluyor. Komutanlar “Biz şimdilik ancak 12 kilometrelik sahil şeridine girdik. Bu şeridi derinliğine G 5 hattına kadar genişletmek zorundayız. Yoksa hasımlarımız bu dar yerde bizi havan ve napalm mermileriyle mahvedebilirler” diyorlar. (Aynı eser.)
Böylece, harekât, Türk kuvvetleri G5 hattına ulaşıncaya kadar devam ediyor. Yani ateşkesin 22 Temmuz akşamına kadar geciktirilmesinde Erbakan’ın rolü büyüktür.
Bütün taraflar federal çözümden yanaydı demiştik. Erbakan ve MSP hariç.
Erbakan ‘taksim’den yanaydı. Değişik ifade şekilleri bulunabilir ama en kaba haliyle “Kıbrıs’ın kurtardığımız kısmı bizde kalsın” şeklinde özetleyebiliriz. Ya da yarısı size yarısı bize.
Türkiye, yaklaşık 50 yıl boyunca iki kesimden oluşan tek devletli çözüm için çalıştı. Kimse ‘taksim’den bahsetmedi.
Annan planı ve ikide bir başlayıp kesilen sayısız müzakerenin maksadı federatif çözümdü.
Önceki gün Türkiye’nin bu zamana kadarki yaklaşımı resmen değişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan federatif çözümün mümkün olmadığını ilan ederek ‘taksim’ fikrine dönmüş oldu.
İyi oldu mu demeliyim?
Annan planı gerçekleşseydi o da iyi olabilirdi.
Taksim zaten fiili durum.
Ama bunu bir çözüm olarak telaffuz etmemiz yeni sayılır.
Tabii söylemekle çözülmüyor sorunlar. Dünyaya kabul ettirmeyi başarınca çözülüyor.
Evet eksik basarildi
Yanıtla (0) (0)Ya bugünkü yönetenler son kutlama dönüşünde ne ile igunuhor muktedirimiz."Kıbrıs'ta CB kulliyesi ve yanına da mescit yapıyoruz" diyor Yunanistan ise güneye deniz üssü kuruyor.Rahmetli Fatin Rüştü Zorlu Cumhuruyet hukumetlerinin en başarılı Dış İşleri Bakanidir.Ne yazık ki bu değerli insanımızı İDAM ettik.İnsanimiz bu haksızlığa sessiz kaldı.Tipki bu günkü haksızlıklara sessiz kaldığı gibi.
Sayın Cömert,yazınızi onaylarken,Demirel döneminde geri dönüş sebeplerini pas geçiyorsunuz.C.Tural Paşa'nın çıkarma emrini aldıktan sonra Başbakan'ın sorduğu soruya verdiği cevapcok önemlidir.. ( Tural paşa "ne pahasına olursa olsun basarilacaktir. Şehit sayısının çok fazla olacağını
Yanıtla (0) (0)belirtir." İnsan kaybimizin Çıkarma gemisi olmayan Türkiye ,o tarihten 1974 yılına kadar onlarca çıkarma gemisi yaptı.Turkiye gelecekte basaracagi çıkarma harekatına hazirlandi..1974 yılında başardı.Ama eksikba
Kıbrıs harekatı denildiğinde Kaddafinin yaptıklarını ve Arap baharındaki rolümüzü de hatırlayalım..
Yanıtla (15) (0)Bizimkilerin Kaddafi'ye yaptıklarını da unutmamak gerekir
Yanıtla (0) (0)Yazar bu gün Erbakan'i parlatmış !
Yanıtla (11) (5)Devleti yönetenler kendi adına değil devleti adına yani onu temsilen görev yaparlar , kimse şahsen kahraman olamaz , değildir de !
Bu harekat sonuç itibarıyla başarılı olmuş , hedefine ulaşmıştır ancak başta TSK.olmak üzere yapılan dizboyu hatalar , yanlışlıklar , eksiklik ve noksanliklar da gözardı edilmemeli , üstü kapatılmamalıdır , bizde maalesef böyle bir saplantı var, ders çıkartmıyor, hamaset yaparak , parlatarak kendimizi avutuyoruz !
Erbakanın'ın parlatılmaya ihtiyacı yok, cv'si çok parlak zaten.Uğur Dündar'ın Erbakan'la ilgili programını izlemenizi tavsiye ederim.
Yanıtla (8) (12)10:22 Parlakliktan bazılarının gözleri kamaşmiş...cv ise ciccivlere atılır ki işe yarasın..
Yanıtla (5) (1)Beraber çalıştığı Almanlar bile dehasını takdir etmiş, sen takdir etmesen ne olur?Kaç tane ilim adamı çıkardı sosyal demokratlar , say bakalım:Kılıçdaroğlu, Sarıgül...Hem sağdan hem soldan tekrar tekrar say:))
Yanıtla (2) (3)İlla sol,sağ falan,filan vb etiketli olmak mı lazim.?.İnsanin kendi tarafsiz düşüncesi olamaz mi.?..,Niye beyin kapasitesini tam kullanip Akilla düşünmüyoruz. ?....Anlamsiz bizim bu çağın ideolojik icadi sağ,sol vb falan,filan lakirdilari,,,Fakat..Herkes kendi seviyesinden etrafı seyredermis derler...özellikle sahid olduğumuz hertürlü fikirde olan politik mantalite huyu bu..!..Çıkarlarını minnacık bir alan içinde tutup zeka gerektirmeyen tercih tarafa yönlendirmek maksadlari var sanırım..
Yanıtla (0) (1)Okura: Çok matrak yorum olmuş, beyninin bütün kapasitesini kullanıp mı yazdın:))
Yanıtla (1) (0)Kıbrıs barış Harekatında Rahmetli Ecevit'in katkısı ve liderliği tartışılmaz. Ancak sayın yazar ideolojik davranarak nerde ise Ecevit'i yok saymış. Bu ülke öteden beri ne çekti ise ve ilerde de ne çekecekse bu yok saymalar veya üstü örtmelerden çekti. Sırf Cumhuriyete karşı ve cumhuriyeti kuranlara çamur atıyor diye 'Kurtuluş Savaşı için Yunan kazansa iyiydi' diyen bir adam desteklendi, finanse edildi.
Yanıtla (3) (1)Kıbrıs dönüşü uçakta yapılan açıklama
Yanıtla (9) (1)İşte Erdoğan'nın Kıbrıs politikası..
"Adada Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatını yapıyoruz. Yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz"...
"Askeri üsse karşı mescit"
(AA, 21.7.2024) ...
Tek sorunumuz camii. Olmazsa olmaz. Parlamento ve camii. Muhteşem ikili.
Yanıtla (3) (0)*Sen sağda solda millet bahçeleri, cami mescit ile övünerken..
Yanıtla (1) (0)BASINDA:"Yunan bakanda küstah sözleri ile Bir gece F-35’ler ile Ankara’ya gelebiliriz..der!!*
Dunyada, baris...hosgoru..adalet.... hukuk..insan haklari.... sadece bizden sorulur !! Suriye, Irak, Libya, Somali, Corum, Yozgat, Madimak, 15 Temmuz, Kayseri, en son destanlarimizdan....Ozde tarih..
Yanıtla (3) (4)biz, Orta Asyadan yakarak - yikarak - zulumle Talkan ve Curcanda din
degistirerek, geldigimiz andan baslar !!
Kadim halklar yok hukmundedir ! Daima magdur... mazlum...ve hakliyiz...??
Katılıyorum. Çin, Pers ve Bizans medeni birikimlerini biz tarumar ettik. Anadolu'da yaptığımız tahribatın haddi hesabı yok. Şehitlerimize bakmak yeterli. Gerçi biz Osmanlı mirasını da aynen hiç ettik. Harf devrimi yapıldığında Osmanlıca kitabeleri çekiç ile kırıp attık. Yıkıcı bir milletiz vesselam.
Yanıtla (1) (1)Menderes, Polatkan, Zorlu... Demokrasi şehitlerimiz. Çok daha fazla anılmalılar. Nerdeyse unutulmaya terkedildiler. Çok büyük bir vefasızlık.
Yanıtla (2) (21)Şehadeti iyice ayağa düşürdünüz. Ayrıca uygulamalaına bakıldığında demokrasi ile pek de alakadar olmadıkları görülür..
Yanıtla (29) (5)1923-1950 arası muhteşem bir tek partili demokrasimiz vardı değil mi?
Yanıtla (2) (23)Yorgun, hiçbir şey mevcut olumsuzlukların bahanesi olamaz!!!
Yanıtla (10) (0)Stalinler, Hitler, Mussoliniler çağında ne bekliyordun.Toplama, çıkarma bilmeyen bir halktan liberal demokrasi mi bekliyordun.
Yanıtla (9) (0)Kıbrıs barış harekatında cesaret gösteren Ecevit, erbakan ve mehmetçikleri Allah rahmet eylesin.
Yanıtla (7) (0)Denktaş Kıbrıs benim evladım derdi. Ömrü boyunca bağımsızlığı için uğraştı. AKP iktidarı onu değersizleştirmek için elinden geleni yaptı, Kıbrısı yük gibi gördü.
Ak Parti dini kullanıp ve dinin men ettiğ ne varsa yaptı eğitimi hayvancılık tarım bitirdi eğitimi yerle yeksan edip insanlardaki adalet duygusunu dipten yo etti rüşvet sakal koparma ham Hum şaralip cep ellezine normal sayılıyor artık bunlar tamam ama ulaşamadığı seviyeyi aşağı çekerek liyakat ve niteliği kendi sevyesine çekti işte bu öyle bir ihanetki her hainliği yanında hiç kalırbu ihaneti karşısında işte bunu yaptı ve bilerek isteyerek kıskançlık duygusunu tatmin için yaptı bunu
Yanıtla (5) (0)"Ordu, CB Korutürk'ü -ki emekli amiradir-, Başbakan Ecevit'i, Dışisleri Bakanı Turan Güneş'i atlayıp Erbakan'ın direktifi ile hareket etti."
Yanıtla (6) (1)Merhum Erbakan'ı yüceltmek için devlet hiyerarşisini yok farz etmek...
Kıbrıs barış harekatından sonra Ecevit öyle sükse yaptı ki Erbakan ile yaptıkları ortaklığı bozup 1976 da Kıbrıs fatihi şöhretiyle %40 oy aldı fakat fakat iktidarda başarılı olamadı.. Erbakan ise Ecevit ile ortaklığı zamanında 162. maddeden dolayı hapiste yatan dindarları kurtarmak için aşırı militan komünistleri de salıverdiği için bu seçimde çok düşük bir oy aldı. Halk Erbakan'ın o zamanki CHP ile yaptığı ortaklığı cezalandırdı. Şimdi ise eski CHP'nin siyasetini AKP ve MHP yürütüyor.
Yanıtla (0) (0)Korkularından K.K.T.C 'yi tanıyamayan tek millet iki devlet! Azerbaycan ve tüm İslam ülkelerini "din karşlerimizi" kınıyorum.
Yanıtla (5) (0)AkParti her zaman Kibrisa karsi soguk durmustur, rahmetli R.Denktas'a karsi yaptigi haksizliklar halen tazedir, Denktas anilmadan Kibris davasi anlasilabilir mi? Reis ekonomideki buyuk yikim nedeniyle icerde cok zorda adeta cikmazda, firsat bu firsat Kibris bahanesiyle gundemi perdeleme yoluna gitti, yani 22 yildir bildigimiz bir metod Cambaza Bak Numarasi...
Yanıtla (14) (3)Sadece Ak parti değil, DP'de ilk başlarda ' bizim Kıbrıs diye bir sorunumuz yoktur' demiştir.
Yanıtla (4) (1)Cephede ki gerçeklik ile Siyasette ki soylem çok farklıdır..Tum bunlarin üstünde de Güç ve Ülkede tam birlik sonucu belirler..Bunun dışında herkes kendince konuşabilir..
Yanıtla (2) (1)Sağda siyaset yapınca, o politikacının
Yanıtla (7) (0)"yediği naneler " muhafazakar-dindar kesimlerce- dine mugayyirmis, ahlak' a aykırı imiş, beyaz Turk'müs- pek aranmaz.Fatin Rüştü Zorlu örneğinde olduğu gibi.
Ancak, Kibris Barış Harekatina mesnet teşkil eden Londra ve Zürih Anlaşmalarındaki emeği de inkar edilemez.
Rahmeti boldur, herkese yeter.Allah rahmet eylesin.
Sayın yazar; sizin deyiminizle neredeyse kıbrısı rahmetli Erbakan tek başına almış. Bir kitapta yazılanlardan mı hareket ettiniz galiba. Unutmayın ki Kıbrıs'a olup biten her şey açık açık meydanda kitabı yazan kendi zaviyesinden yazmış. Bir harekat Bir devletin bütün organları ile ortak akıl ile alınır bir kişi ile değil, Turgut Özal Genel Kurmay Başkanına Iraka gir gedi ama ordu girmedi lütfen biraz izan..!
Yanıtla (15) (2)Erdoğan KKTC nin bağımsız bir devlet olup kendi kararlarını almasını gerçekten ister mi acaba.
Yanıtla (6) (0)Dostumuz Pakistan tanıyacaktı Biz istemedik Onların da Hindistan'da Keşmir sorunu vardı ilkeleri zarar görür diye... Azerbaycan'da tanıyabilirdi... Onların da Karabağ sorunları var...Bizim yüzümüzden zarar görmelerini istemedik bazı dost ülkelerin...
Yanıtla (9) (3)KKTC.'nin tanınmaması:
Yanıtla (12) (2)Arap diyarlarına gidene kadar tek bayrak-tek millet-iki devlet dediğiniz azerbaycan'ın tanıyıp tanımadığına bakalım önce.turki cumhuriyetlerin de hic biri de kktc'yi tanimaz. hani nerde milliyetciydik, turktuk hepimiz, kardestik, soydastik?
Kıbrıs harekâtı kısıtlı imkanlarla gerçekleştirilen çok zor bir harekâttır. Böyle bir harekâtın benzeri dünyada henüz yapılmamıştır. Maddi manevî pek çok kayıp göze alınmıştır ve 50 yıldır çözüme ulaşılamamıştır, ulaşmak da pek mümkün gözükmemektedir. O yüzden Türk devletlerinden başlayarak mevcut durumunun uluslararası tasdiki yönünde kararlı adımlar atılmalıdır.
Yanıtla (18) (1)